Rating
Rank
Alternative
Author(s)
Artist(s)
Type
Duvarlar, her renkten canlı çiçeklerle bezenmişti. Işıltılı bir atmosfer hakimdi.
Zümrüt gibi parıldayan elbiseler içinde, tavus kuşları gibi zarif giyinmiş insanlar, yüzlerinde neşeli gülümsemelerle hareket ediyordu.
Aralarındaki en parlak olanı ise Olivia Flonari’ydi.
Uzun, dalgalı kırmızı saçları, yüzünü sarmalayan bir gül gibi, dikkat çekici bir güzellikteydi.
“Oliver, kız kardeşin biraz tehlikede değil mi?”
Bu arada, balo salonunun gölgeli köşesinde,
Karanlık, keskin bakışlara sahip bir adam, sanki gölgeler kadar derin olan gözleriyle ona bakıyordu, gözlerini hiç kırpmadan.
* * *
“Asher.”
Olivia, perdenin ardından, hareketsiz ve sessizce duran adamın adını seslendi.
“……”
Asher, hemen yanıt vermedi, bu onun alışkanlığıydı.
Her şey normal görünüyor gibiydi ama mektuplarının giderek daha seyrekleşmiş olması, önemli bir değişiklikti.
Derin bir nefes aldıktan sonra, Olivia, onun güçlü bedeni tarafından perdenin içinde oluşturulan çıkıntıya daha da yaklaştı.
Vücutları, onları ayıran kumaşa yaslanmıştı.
“Ah….”
“Neden bunu yaptın?”
Koyu, neredeyse acı veren bir iç çekiş—bir hıçkırık ve sert bir nefes arasındaki bir şey—perdenin kalın kumaşından geliyordu ama Olivia, bunu umursamadan daha da yaklaştı.
“Bugünkü mektup. O kadar mıydı?”
“Ha.”
Asher, sözlerini düzgün bir şekilde algılayacak kadar dikkatini verememiş gibiydi.
Umursamadan, Olivia, elini perdenin arasındaki boşluktan geçirip, onun ceketiyle yakasından tutarak onu kendine doğru çekti.
Önünde, gevşek bağlanmış siyah saçlarıyla son derece yakışıklı bir adam duruyordu, yüzü duygularla kızarmış, yoğun bakışlarıysa doğrudan Olivia’nın gözlerine kilitlenmişti.